Zaman geçiyor, geçerkende hepimizden birşeyler , hatta çok şeyler alıp gidiyor  ve kimseye ayrıcalık yapmıyor, yani bu savaşı kazanan yok.

Ama bazı kadınlar var onlar her yaşta güzeller, zarifler biraz onları konuşalım istedim. Yaşı olmayan ,stil sahibi kadınlar ,bedenleri çoktan bu dünyaya veda etmiş ama stilleri hala konuşulan  zamansız  kadınlar.

Ben  stil sahibi olmanın , zengin veya  güzel olmakla  çok alakalı olduğunu düşünmüyorum ,stil  Allah vergisi bir sey ve insan otuzlu yaşlarının  ortasına kadar stilini oluşturabilmişse ne ala, yoksa milyonlarca sıradan kadından biri olarak kalakalır , bu tamamen kişisel düşüncem tabii.

Şimdi  elimde beş kadın ismi var sırasıyla onları ve sıra dışı hayatlarını yazmak istiyorum.

AUDREY HEPBURN/ JACKİE KENNEDY/COCO CHANEL/GRACE KELLY / JANE BİRKİN  Evet bu kadınlar benim zamansız kadınlarım.

AUDREY HEPBURN Brüksel doğumlu aristokrat bir ailenin kızı, annesi gerçek bir Hollandalı barones ,anne babası bir yaşındayken boşanınca ,annesiyle birlikte nazi işgali altında olan Hollandaya  taşındılar. Çok zor bir çocukluk ve gençlik geçirdi, savaş bitince Londra’ya giderek bale ve oyunculuk dersleri almaya başladı, aynı zamanda modellik yaparak bir barones olmasına rağmen apartmanın kapıcılığını yaparak hayatını kazanan annesine yardımcı olmaya çalışır.

1954‘de usta yönetmen Billy Wilder‘ın “Sabrina”sında ünlü oyuncu Humphrey Bogart ile rol alan güzel yıldız bu filminden bir Oscar adaylığı kazandı. Daha sonra Hepburn “War And Peace”, “Funny Face”, “Love in the Afternoon”, “Green Mansions” ve “The Unforgiven” gibi filmlerde rol aldı. 1957 senesinde ki Billy Wilder Love in the Afternoon filminde Gary Cooper ile oynar, bu iyi bir aşk filmidir. Kariyerinin bu kısmında dönemin en ünlü yönetmenleri ve aktörleri ile çalışan Hepburn çalıştığı herkesi kendine hayran bırakıyordu. O yalnızca güzel ve yetenekli bir oyuncu değil aynı zamanda zarif bir hanımefendiydi. Güzel yıldız daha sonra “My Fair Lady“, “Breakfast at Tiffany’s” ve “Wait Until Dark” gibi filmlerle büyük başarı kazandı.1962 de Tiffany’de Kahvaltı’da George Peppard ile başrolleri paylaştı ve usta Yönetmen Blake Edwards tarafından yapılmış bir filmdir. Burada git geller yaşayan bir kadının iç dünyasını oynar. 

HEPBURN  GIVENCHY moda evininde ilham perisi oldu ,herzaman giydiği kıyafetlere kendi  zarif ,yalın tarzını  katarak  bir stil yaratan AUDREY HEPBURN  hepimizin olmak istediği bir kadın modeli yarattı  ve dünyadaki sayılı zamansız  kadınlardan biri oldu.1993 de aramızdan ayrılan bu efsane kadının mezarı İsviçrede.